30 Mart 2008 Pazar

Yağmuru Görüpte Islanmamak


Yağmurda ıslanmak başkadır. Kimi yağmur severler ıslanmak için çıkıp dolaşmaya bayılır. Daha çok geçen sene moda olan şeffaf şemsiyeler insana yağmur altında şemsiyenize düşen yağmur damlalarını görerek yolda keyifle yürüme imkanı sağlıyor. Önceleri Gloss adlı kuaför için yapılan bir gerilla pazarlama kampanyası olan şeffaf şemsiyeler yağmurlu günlerde kuaförden çıkan bayanlara verilmesiyle başlamış. Şemsiyede yazanın ise "Sürekli göstermek isteyeceğin saçlar" olması çok manidar olsa gerek. Ancak sonraları markaların (örneğin t-box) ilgi gösterdiği bu fikirle karşılaşmamım üçyol meydanındaki tezgahçılar olması göz önünde bulundurulursa bir hayli tutulmuş bir fikir olduğunu gösteriyor. Özellikle genç kızlarımızın pastel renklerini tercih edip caddelerimizde dolaşmaları gayet güzel bir görüntü oluşturmakta.

24 Mart 2008 Pazartesi

Ekim ayında, Türkiye için yatırım planlarını anlatan bir makalede, internet devi Google, ülkemizde yüksek internet kullanımına rağmen internet reklamcılığının sadece 4.5% olduğunu ve hedeflerinin bu oranı yükseltmek olduğunu açıklamıştı.
Geçtiğimiz aylarda piyasaya sürülen Digitürk Plus sayesinde artık televizyon izleyiceleri reklam izlemek zorunda kalmıyorlar. DVR teknolojisi, izleyicilerin sevdikleri dizileri kolaylıkla kayda alıp reklamları ileri sarabilmelerini sağlıyor. Herhalde Digitürk plus'ın kullanımı arttıkça reklamcılık sektörü en yoğun faaliyet gösterdiği medya aracı olan televizyondan, zaten hızla büyümekte olan internet ve mobil telefon reklamcılığına yönelecektir.
Bu yönde bir değisimi hızlandırabilecek bir başka yenilik ise, televizyon kanallarının dizilerini internet (tv yayınından bir gün sonra başlatarak) üzerinden ''stream'' etmeleri olacaktır.

19 Mart 2008 Çarşamba

Gülen Boya ve Ajda Pekkan

Durak bordlardaki gülen boya markasının altında gülümseyerek poz vermiş Ajda Pekkan’ı gördüğümde doğrusu bir hayli şaşırmıştım ve arasındaki bağı çözememiştim. Halkın bayıldığı ünlülerin reklamlarda müşteri çekmek için kullanılmasını hep eleştirmişimdir, dolayısıyla da bu ürünleri sadece o ünlü kişi kullandığı için alanları da… Televizyonda Gülen Boya’nın reklamını gördükten sonra işin özünü anladım ve hatta verdiği mesajı beğendim de ‘ Yıllarca genç kalan boya’… Tıpkı anneannem yaşında olup benden daha enerjik gözüken Ajda Pekkan gibi… Mediacatonline’da okuduğum bir makaleyle reklamın asıl amacının boyacı ve nalburların yansıra kadınları da hedef kitle olarak seçmeleri ve onlara boyanın yaşamlarının bir parçası hatta bir yaşam tarzı olduğunu göstermek olduğunu anladım. Bence asıl amaç boyanın çok uzun zaman boyunca kalıcı olması, akıp bozulmaması gibi gözüküyor. Son olarak Ajda Pekkan bu kadar genç kalmayı, yaşlanmamayı büyük bir oranda sahip olduğu servete borçlu olduğunu düşünürsek bu da benim aklıma, “bu boyanın diğer boyalara oranla daha mı pahalı acaba?” sorunsunu getiriyor…

4 Mart 2008 Salı

pazarlama ve ürün çeşitliliği

Spor, film ve müzik dünyasının önde gelen isimleri yaptıkları işlerdeki başarılarının yanısıra, elde ettikleri imajları akıllıca kullanarak ondan tekrar faydalanmayı bildiler. Örneğin David Beckham gerçek işi profesyonel futbol oyunculuğu olsa da gerçek servetini kendi adını taşıyan ürünlere, oynadığı filmlere, kliplere ve yer aldığı reklamlara ayrıca yüksek sponsor gelirlerine borçludur. Aynı şekilde Jennifer Lopez'de öyle. Bu iki ünlünün kendi şahıslarına ait birçok ürünü var ; örneğin parfümleri, kıyafetleri, ayakkabıları, vs... Bu bize pazarlamanın ürün kısmının ne denli olabileceğinin en "canlı " kanıtı sanırım.